#
EFSANESİ
Ezreal, damarlarında akan büyü yeteneğiyle doğdu. Ama Ezreal, aynı zamanda, çok daha güçlü bir yolculuk tutkusuyla da doğmuştu. Yetenekli bir tekmaturjist olması için okula yollanan Ezreal, büyü çalışmalarından çabucak sıkıldı. Dahi çocuk sekiz yaşına bastığında, Piltover'ın yeraltı tünellerinin tamamının haritasını çıkartmıştı. Çalışması o kadar nitelikliydi ki Piltover hükümeti haritalarını satın aldı ve Ezreal'ı Piltover'ın Başkâşifi olarak maaşa bağladı. Bu anlaşma Ezreal'ın hayatının gidişatını belirledi - gizemli sanatları bir yana bırakıp arkeolojiyle uğraşacaktı. O zamandan beri, Ezreal'ın sayısız macerası abartılarla süslenerek hikâye edildi.
Fakat Ezreal'ın son maceralarından biri onu diğer mirasıyla, kullanmadığı büyü gücüyle karşı karşıya getirdi. Shurima Çölü'ndeki piramitleri gezerken, akıl almaz güce sahip bir muskayı ortaya çıkarttı. Muska, boyutu bir yana (Ezreal'ın iki katı büyüklükte bir varlık için yapılmış); civarda bir büyü kaynağı varsa, kullanıcısının büyü gücünü kontrol etmesini ve şekil vermesini sağlıyor. Bu da Ezreal'ın doğal yeteneği olan büyü gücünü pek de çaba sarfetmeden kullanmasını sağladı ve Dahi Kâşif için müthiş bir kazanç oldu. Muskanın tek sakıncası, bilinmeyen bir nedenden ötürü çağırma büyüsüyle uyum halinde olması. Ezreal haberi bile olmadan kendini, kendi deyimiyle “kafayı dünyayı sona erdirebilecek bir Lig takışmasını çözmekle bulmuş sihirdarın teki” için şampiyonluk görevini yerine getirirken bulabiliyor. Yine de Ezreal, Adalet Meydanlarına çağrılmasının büyük bir bedel olmadığını hissediyor.
Ezreal'ın inancı tek cümlede özetlenebilir: ''Küflü kitapların konu edindiği yerlerde sürünmek varken, küflü kitapları okumaya çok az vakit kalıyor.''
Fakat Ezreal'ın son maceralarından biri onu diğer mirasıyla, kullanmadığı büyü gücüyle karşı karşıya getirdi. Shurima Çölü'ndeki piramitleri gezerken, akıl almaz güce sahip bir muskayı ortaya çıkarttı. Muska, boyutu bir yana (Ezreal'ın iki katı büyüklükte bir varlık için yapılmış); civarda bir büyü kaynağı varsa, kullanıcısının büyü gücünü kontrol etmesini ve şekil vermesini sağlıyor. Bu da Ezreal'ın doğal yeteneği olan büyü gücünü pek de çaba sarfetmeden kullanmasını sağladı ve Dahi Kâşif için müthiş bir kazanç oldu. Muskanın tek sakıncası, bilinmeyen bir nedenden ötürü çağırma büyüsüyle uyum halinde olması. Ezreal haberi bile olmadan kendini, kendi deyimiyle “kafayı dünyayı sona erdirebilecek bir Lig takışmasını çözmekle bulmuş sihirdarın teki” için şampiyonluk görevini yerine getirirken bulabiliyor. Yine de Ezreal, Adalet Meydanlarına çağrılmasının büyük bir bedel olmadığını hissediyor.
Ezreal'ın inancı tek cümlede özetlenebilir: ''Küflü kitapların konu edindiği yerlerde sürünmek varken, küflü kitapları okumaya çok az vakit kalıyor.''
#
EFSANESİ
Evelynn'in geçmişi, bir gizem perdesi ardında gizleniyor, kendisi de bu gizemin devam etmesine bizzat yardım ediyor. Bununla beraber, Evelynn hakkında herkesin bildiği şey, Valoran'ın en yetenekli suikastçılardan biri olduğu. Daha ilk görüşte, tamamen insan olmadığı kolayca anlaşılıyor. Bazıları, çocukluğunda vampirlik denen lanetin daha hafif bir şekline maruz kaldığını söylüyor. Bu teoriyi destekleyenler, gün ışığına dayanıklı olduğu halde Adalet Meydanlarında (ve başka yerlerde) rakiplerinin yaşam enerjilerini sömürme özelliğine dikkat çekiyorlar. Evelynn'in, Valoran'ın kuzeybatısında bulunan ve ezelden beri tuhaf, yoğun bir sisle kaplı Gölge Adalar'dan geldiğine dair bazı kanıtlar var. Gölge Adalar'ın sayısız türde yaşayan ölüye ev sahipliği yaptığı söylense de; kimse oralara gidip gerçeği öğrenmeye can atmıyor. Evelynn, Gölge Adalarla herhangi bir bağlantısı olup olmadığı konusunda yorum yapmıyor.
Valoran'ın güç simsarları, Evelynn'in hizmetlerinin fiyatının en üst düzeyde olduğunu biliyor; yakın zamanda League of Legends'a (Efsaneler Ligi) katılması da, bu gizemli suikastçının hırsının giderek büyüdüğünü gösteriyor. Evelynn'in Adalet Meydanlarında gösterdiği acımasızlık, kökeni hakkında yeni dedikoduların yayılmasına yol açtı. Bu dedikoduların en çok rağbet göreni, çocukluğunda yanlış kullanılan bir büyünün, onu savaş alanında dehşet saçan bu canavara dönüştürmüş olduğu. Bu teori, her duyduğunda gülümsemesine... gülümserken de jilet gibi keskin dişlerinin görünmesine neden oluyor. Evelynn bu aralar yalnızca kendi bildiği nedenlerden dolayı, Lig'in sihirdarlarının gözüne girmeye çalışıyor. Asıl planının ne olduğu, tıpkı hakkındaki pek çok şey gibi bilinmiyor; ama bu planın yürürlükte olduğuna dair hiç şüphe yok.
''Bana göre onun pek de gizemli bir yanı yok; yırtıcıların en mükemmeli işte.''
-- Jax
Valoran'ın güç simsarları, Evelynn'in hizmetlerinin fiyatının en üst düzeyde olduğunu biliyor; yakın zamanda League of Legends'a (Efsaneler Ligi) katılması da, bu gizemli suikastçının hırsının giderek büyüdüğünü gösteriyor. Evelynn'in Adalet Meydanlarında gösterdiği acımasızlık, kökeni hakkında yeni dedikoduların yayılmasına yol açtı. Bu dedikoduların en çok rağbet göreni, çocukluğunda yanlış kullanılan bir büyünün, onu savaş alanında dehşet saçan bu canavara dönüştürmüş olduğu. Bu teori, her duyduğunda gülümsemesine... gülümserken de jilet gibi keskin dişlerinin görünmesine neden oluyor. Evelynn bu aralar yalnızca kendi bildiği nedenlerden dolayı, Lig'in sihirdarlarının gözüne girmeye çalışıyor. Asıl planının ne olduğu, tıpkı hakkındaki pek çok şey gibi bilinmiyor; ama bu planın yürürlükte olduğuna dair hiç şüphe yok.
''Bana göre onun pek de gizemli bir yanı yok; yırtıcıların en mükemmeli işte.''
-- Jax
#
EFSANESİ
Kardeşi Darius'un aksine, savaşta zafer kazanmak Draven'a hiç yetmedi. Tanınmak, övülmek ve şan istiyordu. Bunları önce Noxus ordusunda aradı; ama gösterişe olan merakı hiç hoşgörülmedi. ''Draven''ı dünyaya duyurmanın bir yolunu ararken, dikkati hapishane sistemine yöneldi. Orada can sıkıcı idamları seyirlik eğlencelere dönüştürerek arzuladığı şöhrete ulaştı.
Draven, ilk idamında, ölüme mahkum edilmiş tutsağa koşup canını kurtarmasını emrederek izleyenleri şaşırttı. Adam kaçarak gözden kaybolmaya fırsat bulamadan, Draven baltasını kusursuz bir şekilde fırlatıp onu yere serdi. Çok geçmeden, Draven'in idamları, mahkumların yaşamak için son bir şansa tutunduğu ölüm gösterilerine dönüştü. Bu imtihanları kişisel sahnesi olarak kullandı ve idamları önde gelen bir eğlence türüne dönüştürdü. Çaresiz mahkumlar düşe kalka ondan kaçmaya çalışırken, seyircileri çılgınca coşturdu. Hiçbir mahkum başarılı olamadı. Noxus cellatlarının ağırbaşlı, siyah üniformalarını reddeden Draven, parlak renkli giysiler giydi ve tanınmak için kendine has, şatafatlı hareketler icat etti. İnsanlar Draven'ın yaptıklarını izlemeye koştukça, gösterisinin ünü hızla yayıldı. Gördüğü rağbet büyüdükçe, zaten şişmiş olan egosu da büyüdü. İlgi odağı olmak doğasında vardı. Çok geçmeden, hırsının boyutları Noxus'un sınırlarını aştı. Draven'ın görkemli maceralarının tüm dünyaya sergilenmesi gerektiğine karar verdi.
''Çıtayı o gün nereye yükselttiysem, 'en iyisi' odur.''
-- Draven
Draven, ilk idamında, ölüme mahkum edilmiş tutsağa koşup canını kurtarmasını emrederek izleyenleri şaşırttı. Adam kaçarak gözden kaybolmaya fırsat bulamadan, Draven baltasını kusursuz bir şekilde fırlatıp onu yere serdi. Çok geçmeden, Draven'in idamları, mahkumların yaşamak için son bir şansa tutunduğu ölüm gösterilerine dönüştü. Bu imtihanları kişisel sahnesi olarak kullandı ve idamları önde gelen bir eğlence türüne dönüştürdü. Çaresiz mahkumlar düşe kalka ondan kaçmaya çalışırken, seyircileri çılgınca coşturdu. Hiçbir mahkum başarılı olamadı. Noxus cellatlarının ağırbaşlı, siyah üniformalarını reddeden Draven, parlak renkli giysiler giydi ve tanınmak için kendine has, şatafatlı hareketler icat etti. İnsanlar Draven'ın yaptıklarını izlemeye koştukça, gösterisinin ünü hızla yayıldı. Gördüğü rağbet büyüdükçe, zaten şişmiş olan egosu da büyüdü. İlgi odağı olmak doğasında vardı. Çok geçmeden, hırsının boyutları Noxus'un sınırlarını aştı. Draven'ın görkemli maceralarının tüm dünyaya sergilenmesi gerektiğine karar verdi.
''Çıtayı o gün nereye yükselttiysem, 'en iyisi' odur.''
-- Draven
#
Bu makale, anlaşılırlıktan ve çevre tasarımından sorumlu tasarımcı Richard “Nome” Liu tarafından yazılmıştır.
Tasarım Prensipleri: Ayrıntılarıyla Anlaşılırlık
YAZAN RİOT NOME
League of Legends tasarım prensipleri serimizde, bir konu başlığını derinlemesine işleyen ilk makaleye hoş geldiniz. Birkaç hafta önce LoL’ün tasarım temellerinden bahsetmiş ve her birini ayrıntılarıyla anlatacağımıza söz vermiştik.
Bugün, League of Legends’ın anlaşılırlığından ve çevre tasarımından sorumlu tasarımcılardan biri olan Richard ‘Nome’ Liu ile birlikteyiz. Nome bize hem oynanışta anlaşılırlığı iyice bir açıklayacak, hem de orman sayaçlarının geliştirilmesini sağlayan karar sürecini anlatacak. Nome’un anlaşılırlık hakkındaki düşüncelerini ve bu kavramın neden League of Legends’da bu kadar önemli olduğunu öğrenmek için, buyurun makalemize.
Anlaşılırlık Nedir?
Bu makale, anlaşılırlıktan ve çevre tasarımından sorumlu tasarımcı Richard “Nome” Liu tarafından yazılmıştır.
Takım çatışmasında nerede olduğunuzu bir bakışta görebiliyor musunuz?
Skor tablosuna göz attığınızda, karşı takımın minyon skorunun sizinkinden yüksek olup olmadığını üç saniyeden kısa sürede anlayabiliyor musunuz?
Bir yeteneğin tüm etkilerini, ilk kullanışta, yetenek ipucuna bakmadan anlayabiliyor musunuz?
Daha da derine inecek olursak; bir oyuncunun anlamlı seçimler yapmak için ne kadar bilgiye ihtiyacı vardır? Peki, bu seçme işi gereksiz bilgiler kâtipliğine dönmeden üzerine kaç katman daha bilgi eklenebilir?
Oyun anlaşılırlığı ekibi, her gün bu ve benzeri pek çok soruyla uğraşıyor; bizler bu konuda yürütülen çalışmaların League of Legends’ı daha da geliştirebileceğine inanıyoruz. Tasarım Prensipleri makalesinde de bahsettiğimiz gibi, oyun anlaşılırlığı League of Legends’ın evrimi için son derece önemli. Amacımız, oyuncuların oyunla değil, rakipleriyle mücadele etmesi.
Peki, oyun anlaşılırlığı nedir? Oyun anlaşılırlığı her yerdedir. Görsellerde, oynanışta, tasarımda, çizimlerde ve geri kalan her şeydedir. League of Legends’da oyunun anlaşılabilirliği hem bilgilerin ulaşılabilirliğini hem de bazı bilgilerin kasıtlı olarak gizlenişini içerir. Minyon parçacıklarını güncelleyerek, onların yollandıkları yöne daha isabetli gitmelerini sağlamak gibi yararı daha bariz olan değişiklikler de yapılabilir, ancak bugün bunlardan bahsetmeyeceğiz.
O halde neden bahsedeceğiz? Orman Sayaçları açık betaya çıktığı için, henüz bahsetmediğimiz alanlarda oyun anlaşılırlığını ve oyun deneyiminizi nasıl güzelleştirmeyi hedeflediğimizi anlatmak için uygun bir dönemde olduğumuzu düşünüyoruz.
Orman Sayaçları: Ustalığa Odaklanmak
Tasarım prensiplerinde anlattıklarımızı özetleyecek olursak, League of Legends size ustalaşmak için üç yol sunar: bireysel olarak ustalaşmak, takım çalışması ve uyum sağlamak. Bugün bunlardan ilkine odaklanacağız. Bireysel ustalık, çeşitli becerilerden oluşan karmaşık bir bileşimdir. Ama en önemli öğelerinin mekaniklere hakim olmak, durum farkındalığı ve oyun bilgileri olduğu hususunda hemfikir olabiliriz.
Bunların çoğu League of Legends deneyimi içerisinde genel olarak var olan ve haritadan, moddan ve şampiyondan bağımsız olarak nitelendirilebilecek öğelerdir. Ancak tercihe göre, bazılarına daha fazla yüklenilebilir. Bununla beraber, bazı şeyleri oyun deneyimine dahil etmemeyi seçtik. Bunlar; birden fazla birimi ayrıntılı bir şekilde yönetmek, rutin olarak gerçekleşen şeylerin sırasını ezberlemek ve hesap tutmak gibi şeyler.
Orman sayaçları bu sonuncu kategoriye giriyor ve pratik olmayan bir şekilde sunulmuş bilgiye örnek teşkil ediyor. Bu seviyede bir bilginin açıkça verilip verilmemesi gerektiğini kendi aramızda uzun süre tartıştık.
Bir açıdan, harita çapında olup bitenleri takip etmenin önemli bir oyun becerisi olduğu söylenebilir. Buna kesinlikle katılıyoruz. Mesela bir rakip savaş sisinden çıkıp menzilinize girdiğinde ya da yeteneklerinin bekleme süresi bittiğinde sizi kesinlikle uyarmayız. Rakiplerinizle olan etkileşiminiz değerlidir, asla el sürmeyiz.
Öte yandan, sonunda fikrimizi değiştiren şu oldu: Orman tutarlı ve sürekli bir ortam. Şampiyonların aksine canavarlar, hep olmalarını beklediğiniz yerlerde duracaklar. Bekleme sürelerinin aksine, ortaya çıkma sürelerinde değişiklik olmayacak. Sohbet penceresinde de neyin kaçıncı dakikada söylendiği görülebildiği için; orman canavarlarının çıkış zamanını takip etmek, ilk hatırlayan kişinin bunu sohbete yazmasına kalıyordu. Ayrıca, lafı dolandırmayalım: bu işi yapan üçüncü parti uygulamaların çıkması bir yandan yangına körükle gitti, bir yandan da böyle bir özelliğin prensiplerimize uygun olduğunu görmemizi sağladı.
Son tahlilde, kendimize orman sürelerinin peşini kovalamanın (daha önce de belirttiğim üzere, bu sorun genellikle sohbet kutusuna bir şey yazarak çözülebiliyordu) oyundan alınan tatmine nasıl bir katkıda bulunduğunu sorduk ve önemli bir katkısı olmayacak kadar rutin bir iş olduğu sonucuna vardık.
Kuleler: Anlaşılırlık Nasıl Hayata Geçirildi
Orman sayaçları her ne kadar konuyla son derece ilgili olsalar da, bu yazı sadece onlarla ilgili değil. Anlaşılırlığın başka yönleri de var. Niyetimiz tüm bilgileri vermek değil; anlaşılırlığın bir hedefi de yapılanların bir amacı olması. Her bilgiyi gözler önüne seren bir oyun, bilgi fazlalığıyla oyuncuyu felç eder. Her bilgiyi saklayan bir oyun ise anlık ustalığı ödüllendirmektense hafıza jimnastiği yapmayı teşvik eder. Tasarımın görevi, ilginç durumlar yaratmak için bilgileri anlaşılır kılmayı (ya da kılmamayı) tercih etmektir.
Anlaşılırlığın sınırlanmasının önemli olduğu durumlara örnek olarak, kuleleri verebiliriz. Oyuncuların kuleler tarafından hedeflendiklerini anlamaları son derece önemlidir, çünkü bu saldırılar güçlüdür, oyunda özel bir yere sahiptir ve kendilerine özgü kurallara tâbidir: zırhınızın bir kısmını görmezden gelirler ve arka arkaya isabet ettikçe güçleri artar. Bu bakımdan, kulelerin merasimle saldırdığını söyleyebiliriz: bir lazer ile hedef alırlar, hedef alındığınızda diğer seslerden kolayca ayırt edilebilecek bir ses duyarsınız ve parlak renkli enerji topları atarlar. Ama kulelerin, Yapay Zekaya Karşı ve başlangıç oyunları haricinde, menzillerini belirten bir gösterge yoktur.
Menzili gösteren bir alan elbette kulenin çevresinde anlaşılırlığı arttırırdı, bunu yadsımıyoruz. Ama bir oyuncunun bir başka oyuncuyu kule altında kıstırmasından pek çok ilgi çekici hamle çıkıyor. Karar verirken bu durumu da dikkate aldık. Menzil göstergesi olduğunda, saldıranla savunan arasında değil, saldıranla menzil göstergesi arasında bir çekişme oluyor. Kulelerin menzil göstergesini kalıcı yapabilsek, bütün mesele kimin ilk çizgiye basacağından ibaret olacak, ilginç hamlelerin ortaya çıkma ihtimali azalacaktı.
Anlaşılırlığın Dokunulmazlığı
Az önce, bilgilerin ne zaman ortaya çıkarılıp ne zaman gizlenmesi gerektiğini anlattık. Şimdi de, var olan fakat erişilemez durumdaki bilgilere kısaca değinmek istiyorum.
Buna güzel bir örnek olarak, Karthus’un Hortlak Mayın’ına yapılan görsel yenileme verilebilir. Önceki parçacıklar, yeteneğin etki alanını oldukça yanlış temsil ediyordu. Yeni parçacıklar ise işlevsellik açısından çok daha doğru. Böyle bir değişiklik yapmamak için, yeteneği doğru temsil etmeyen parçacıkların oyuna yeni hamle fırsatları kattığını söyleyebilirdik. Ama böyle yaparsak, temel değerlerimizden biriyle çelişmiş olurduk: Oyun asla oyuncuları kandırmamalı. Oyuncular birbirlerinikandırmalı.
Yine bu konuya ek olarak, bilgileri kasten yanlış vermek oyuna derinlik katmaz, oyuncuya ustalaşma şansı da vermez. Bir Karthus diğerinden stratejik ve taktik açılardan daha üstün olabilir. Ama bu Karthus, uçarak kendisine gelen parçacığın, gösterilen isabet alanının dışına çıkabileceğini bilmediğinden kaybediyorsa, bu diğer oyuncunun daha yetenekli olduğu için kazandığı bir zafer değildir. Anlaşılırlığın amacı, bilgileri her iki tarafın da bilinçli seçimler yapabileceği şekilde sunmaktır. Bir oyuncu, el becerisi ya da bilgi eksikliği yüzünden ölümcül bir hata yaptığında, parçacıklar oyun kuralları ile çelişecek şekilde yeteneğin etki alanını yanlış temsil ettiği için değil, karşısındaki rakip ondan daha becerikli ve bilgili olduğu için yenilgiye uğramalıdır.
İleri, marş!
League of Legends’ı daha anlaşılır ve kullanışlı yapmaya, oyunun odağının bireysel ustalık olmasına uğraşıyoruz. Anlaşılırlık bir süredir peşinde olduğumuz ve büyük gelişme potansiyeli gördüğümüz alanlardan biri. League of Legends daha anlaşılır oldukça, oyuncuların becerilerinin de artacağını umuyoruz.
Elbette bu konudaki düşünceleriniz bizler için son derece önemli. Görüşlerinizi ve önerilerinizi aşağı yorum olarak bırakabilirsiniz!
#
EFSANESİ
Artık Dr. Mundo olarak tanınan adamın, vicdan namına hiçbir şeyi olmadan doğduğu söylenir. Bunun yerine, deneylerle acı vermeye yönelik, dindirilemez bir arzuya sahipti. Beş yaşına geldiğinde, Mundo'nun büyüdüğü Zaun mahallesindeki evcil hayvanların çoğu kaybolmuştu. Ergenlik çağına geldiğinde, ailesi kayıplara karışmıştı. Doktorluk yapma iznini yasal olarak aldığında, Zaun yetkilileri tarafından otuz sekiz ayrı cinayet suçlamasından beraat ettirilmişti; delil yetersizliği, kovuşturmayı imkânsız hale getiriyordu.
Dr. Mundo yarı seri katil, yarı deli bilimadamı haline geldi; tabii yaptığı kasaplığın bilim sayılıp sayılmayacağı tartışılır. Bununla beraber, insan beyninin ve vücudunun acıya verdiği tepkilerin saptanmasında muazzam gelişmeler kaydetti. Hatta en dayanılmaz durumlarda bile acıyı bastırabilmeyi başardı. Ayrıca kimyasal yöntemlerle insan beyninin en ilkel bölgelerine girdi ve saldırganlık yoluyla adrenalini arttırarak, vicdanı ve hayatta kalma dürtüsünü köreltmenin yollarını öğrendi. Kısacası Dr. Mundo ömrü boyunca, bilimle takviye edilmiş mükemmel seri katili nasıl yaratacağını araştırdı. Ne yazık ki, Noxus yönetimi, böyle bir davranışı insanlık dışı yerine girişkenlik ve hırs belirtisi olarak görüyor. Aslen Zaun için savaşan Dr. Mundo, League of Legends'da (Efsaneler Ligi) da Noxus için savaşmak üzere alındı. Bu çılgının iki tarafa hizmet eden durumu, Zaun ile Noxus arasında filizlenen ilişkinin meyvelerini temsil ediyor. Dr. Mundo deneylerine halen devam ediyor. Biçimi bozulmuş vücüduyla... kendine özgü...konuşma tarzından anlaşılacağı üzere kendini bile denek olarak kullanıyor. Noxus Yüksek Komutası'nın, boş zamanlarında büyük tutkusuna eğilmesi için istediği her izni verdiği de dedikodular arasında.
Zaun'un delisinden sakının. Onun gözünde zaten ölüsünüz.
#
EFSANESİ
Heimerdinger ve yordle yoldaşları Piltover'a göç ettiklerinde, bilimi bir yaşam biçimi olarak benimsediler ve anında, tekmaturji çevrelerinde çığır açan bazı yenilikler yaptılar. Yordle'lar boylarının kısalığını çalışkanlıklarıyla telafi eder. Gözüpek Bombacı Corki, bu unvanı yaptıkları yeniliklerden biri olan ve Bandle Şehri Keşif Birliklerinin (BŞKB) omurgası haline gelen hava saldırı aracı, Havan Atışı ve Hava Araştırmakopteri'ni test ederken kazandı. Filosu Çığırtkan Yılanlarla beraber Valoran'ın üzerinde süzülerek aşağıdaki manzarayı inceler ve yerdeki izleyicileri, yaptığı hava akrobasisi hareketleriyle büyüler.
Corki, ateş altında gösterdiği serin kanlılıkla, çılgınlık derecesine varan cesaretiyle Çığırtkan Yılanların en meşhuru olmayı hak ediyor. Lig'den önce, birkaç uzun görevde bulundu. Çoğunlukla; gerek istihbarat toplanması, gerekse çatışma alanlarına mesajlar gönderilmesi için düşman hattının arkasına geçmeyi gerektiren görevler için gönüllü oldu. Sanki tehlikeyle besleniyor ve sabahları güzel bir it dalaşı yapmaktan aldığı keyfi başka hiçbir şeyden almıyordu. Corki iyi bir pilot olmasının ötesinde, kopterinde çeşitli modifikasyonlar da yapmış, onu bazılarının çatışmadan çok gösterişe yaradığını iddia ettiği bir dolu silahla donatmıştı. Lig'in kuruluşunu da içeren antlaşma sonucu sıcak çatışmalar kesildiğinde, Corki emekliliğe zorlandı. Bunun “motorunu tahrip edip kanatlarını kırdığını” hissediyordu. Uçuş akrobasisiyle ve kanyon koşularıyla idare etmeye çalıştı; ama havaya yayılan canlandırıcı barut kokusu yokken, hiçbir şeyden aynı tadı almıyordu. Heimerdinger, League of Legends'a (Efsaneler Ligi) katıldığında, Corki'nin de yiğitliğini dünyanın en iyilerine karşı sınamak için onun peşinden gelmesi hiç şaşırtıcı olmadı.
Onun adı Corki - gökten gelen ölüm!
Corki, ateş altında gösterdiği serin kanlılıkla, çılgınlık derecesine varan cesaretiyle Çığırtkan Yılanların en meşhuru olmayı hak ediyor. Lig'den önce, birkaç uzun görevde bulundu. Çoğunlukla; gerek istihbarat toplanması, gerekse çatışma alanlarına mesajlar gönderilmesi için düşman hattının arkasına geçmeyi gerektiren görevler için gönüllü oldu. Sanki tehlikeyle besleniyor ve sabahları güzel bir it dalaşı yapmaktan aldığı keyfi başka hiçbir şeyden almıyordu. Corki iyi bir pilot olmasının ötesinde, kopterinde çeşitli modifikasyonlar da yapmış, onu bazılarının çatışmadan çok gösterişe yaradığını iddia ettiği bir dolu silahla donatmıştı. Lig'in kuruluşunu da içeren antlaşma sonucu sıcak çatışmalar kesildiğinde, Corki emekliliğe zorlandı. Bunun “motorunu tahrip edip kanatlarını kırdığını” hissediyordu. Uçuş akrobasisiyle ve kanyon koşularıyla idare etmeye çalıştı; ama havaya yayılan canlandırıcı barut kokusu yokken, hiçbir şeyden aynı tadı almıyordu. Heimerdinger, League of Legends'a (Efsaneler Ligi) katıldığında, Corki'nin de yiğitliğini dünyanın en iyilerine karşı sınamak için onun peşinden gelmesi hiç şaşırtıcı olmadı.
Onun adı Corki - gökten gelen ölüm!
#
EFSANESİ
Dünyalar arasında, boyutlar arasında bir yer var. Bazıları burayı Dışarısı olarak bilir, bazılarıysa Bilinmezlik olarak. Gerçekten bilenler ise buraya Hiçlik der. Hiçlik, adının aksine hiçbir şeyin olmadığı bir yer değil; ağza alınamayacak şeylerin, insan aklına sığmayacak korkuların yuvasıdır. Cho'Gath, işte bu Hiçlik'ten doğmuş bir yaratık. Gerçek doğası o kadar korkunçtur ki kimileri adını bile anmaz. Türdeşleri, Runeterra'da kendilerine has bir korku cenneti yaratmak için boyutları ayıran duvarları eşeleyerek bir çatlak, bu dünyaya açılan bir yol arıyorlardı. Bu yaratıklara, Hiçlik'ten Doğanlar denir. O kadar eski ve korkunçlardır ki tarihten tümüyle silinmişlerdir. Hiçlik'ten Doğanların, başka dünyalarda ağza alınmayacak korkunçlukta yaratıklardan oluşan muazzam ordulara komuta ettiği, bir zamanlar Runeterra'dan artık tarihin karanlıklarına gömülmüş, kuvvetli sihirlerle sürüldükleri rivayet edilir.
Bu hikâyeler doğruysa, o zaman hemen arkasından gelen, Hiçlik'ten Doğanların bir gün geri döneceği söylentilerinin de doğru olması gerekir. Şimdi bile, Icathia'da, Cho'Gath'ın varlığını mümkün kılan çağırma ayinlerini çarpıtan karanlık bir güç var. Bu, kin ve şiddetten meydana gelmiş yabancı bir varlık, en gözüpek kahramanlardan başka herkesin korkuyla sinmesine yol açan bir yaratık. Cho'Gath sanki kendi vahşetinden beslenmekte, tıka basa doyarken büyüyüp şişmekte. Daha da kötüsü, zeki... Çoğu kişiyi, böyle bir canavar nasıl kontrol altında tutulur diye kara kara düşündürecek kadar zeki. Neyse ki Lig sihirdarlarının gücü Cho'Gath'ın varlığını, League of Legends (Efsaneler Ligi) ile sınırladı. Sihirdarlar, Cho'Gath'ın Hiçlik'ten Doğanlara has yeteneklerini, Runeterra'nın kaderini belirlemek için kullanıyor. Hiçlik'in Dehşeti, ufacık bir fırsat verilse Runeterra için nasıl bir kader seçeceğini biliyor.
#
EFSANESİ
Ailenin en popüler üyesi her zaman Katarina olsa da, Du Couteau ailesinin Noxus'a hizmetleri çok daha eskiye dayanır. Hiçbir askerin, iki kız çocuk sahibi olma mutluluğuna erişen General Du Couteau kadar talihli olmadığı sık sık dile getirilir. Generalin küçük kızı Cassiopeia -ablasının öldürme içgüdüsünden yoksun olmasına rağmen- görkemli karakteri ve zarafetiyle aynı derecede ün salmıştı. Güzelliği kadar kurnazlığıyla da tanınan bu afeti, sık sık yabancı temsilcilerin kollarında görmek mümkündü; cilveleriyle en temkinli ataşenin bile sırlarını dudaklarından söküp alırdı. Noxus'un barbarları etkisizleştirme çabaları durma aşamasına gelmişken, Cassiopeia gözüne Freljord bölgesinden bir diplomatı kestirdi. Onun kolay bir hedef olduğunu düşünen fettan Cassiopeia, diplomatın aklını başından almak için işe koyuldu. Gel gelelim, adam kılıcının -yılansı kıvrımlara sahip, tuhaf bir silah- üzerine gizlilik yemini edene kadar Cassiopiea'ya sırlarını açmayı reddetti.
Görüşme sona erdiğinde, Cassiopeia babasına barbar direnişiyle ilgili bildiklerini anlattı. Bu istihbaratı verirken, ani bir değişiklik dalgasına maruz kaldı. Kadife teni pullarla kaplanır; bakımlı tırnakları pençelere, ipek gibi saçları sertleşip yılan derisine dönüşürken, acıyla haykırdı. Kendinden geçerek, dehşete kapılan bir grup hizmetkârın üzerine atladı ve bir anda hepsini paramparça etti. Her şey bittiğinde, kanlar içindeki bedeni artık Noxus'un baş döndürücü mücevheri değil, yarı kadın yarı yılan bir dehşetti. Eski yöntemlerini artık kullanamayan Cassiopeia, Noxus'a hizmet etmeye devam etmek için League of Legends'a (Efsaneler Ligi) katıldı.
''Zarif bir çiçek gibi göründüğü zaman bile, aslında içinde bir yılan gizliydi.''
--Katarina, Sinsi Bıçak
Görüşme sona erdiğinde, Cassiopeia babasına barbar direnişiyle ilgili bildiklerini anlattı. Bu istihbaratı verirken, ani bir değişiklik dalgasına maruz kaldı. Kadife teni pullarla kaplanır; bakımlı tırnakları pençelere, ipek gibi saçları sertleşip yılan derisine dönüşürken, acıyla haykırdı. Kendinden geçerek, dehşete kapılan bir grup hizmetkârın üzerine atladı ve bir anda hepsini paramparça etti. Her şey bittiğinde, kanlar içindeki bedeni artık Noxus'un baş döndürücü mücevheri değil, yarı kadın yarı yılan bir dehşetti. Eski yöntemlerini artık kullanamayan Cassiopeia, Noxus'a hizmet etmeye devam etmek için League of Legends'a (Efsaneler Ligi) katıldı.
''Zarif bir çiçek gibi göründüğü zaman bile, aslında içinde bir yılan gizliydi.''
--Katarina, Sinsi Bıçak
#
EFSANESİ
Piltover'ın İlerleme Şehri olarak anılmasının bir nedeni de suç oranının inanılmaz derecede düşük olmasıdır. Durum her zaman böyle değildi; özellikle tekmaturji araştırmaları için gereken değerli kaynakları ithal eden şehir, her türden haydut ve hırsız için ideal bir hedef oluşturuyordu. Hatta bazılarına göre, Piltover Şerifi Caitlyn olmasaydı şehir çoktan organize suçun esiri olmuştu. Sihir Teknolojisi araştırmalarında çığır açan zengin bir devlet adamının kızı olarak doğan Caitlyn, henüz 14 yaşındayken babasının saldırıya uğrayıp soyulması üzerine araştırmaya karşı sahip olduğu doğal yeteneğin farkına vardı. O gece babasının tüfeğiyle gizlice evden çıktı ve suç mahalinden iz sürerek hırsızlara ulaşmayı başardı. Ailesi başlangıçta onu bu tehlikeli hobiden uzaklaştırmak için ellerinden geleni yaptı; ancak genç kız uslanmak bilmiyordu. Kızını korumak isteyen annesi, bildiği tek yöntemi uyguladı ve Caitlyn'i, hafiyelik ihtiyaçlarına uygun olarak hazırlanmış teknoturji ürünü cihazlarla donattı.
Caitlyn kısa sürede büyük ün kazandı; bunda Piltover'daki suçu tek başına yok etmesinin yanında, kısa süre sonra filizlenen büyüleyici güzelliğinin de payı büyüktü. Hiçbir dava gözünü korkutmadı; hiçbir zorluk onu yıldırmadı. Şehir devletindeki en keskin nişancılardan biriydi. Kısa süre sonra, Demacia büyük soygunlar yapan gizemli bir kanun kaçağının yakalanması için Caitlyn'den yardım istedi. Her suç mahaline süslü bir 'C' harfi yazılı bir kart bırakan bu haydut, Caitlyn'in baş düşmanı haline geldi. Caitlyn hâlâ bu soyguncunun peşinde. Bu takip, güzel şerifi Valoran'ın her köşesine götürdü. Lig'e katılmasının ardındaki neden de yeteneklerini geliştirmek ve elinden kaçmayı başarmış tek suçluyu yakalayabilmek için gereken nufüzu elde etmek.
''Durma, kaç. Sana birkaç dakikalık avans vereceğim.''
-Caitlyn'in ''Gönüllü Tutukluluk'' kitabından.
Caitlyn kısa sürede büyük ün kazandı; bunda Piltover'daki suçu tek başına yok etmesinin yanında, kısa süre sonra filizlenen büyüleyici güzelliğinin de payı büyüktü. Hiçbir dava gözünü korkutmadı; hiçbir zorluk onu yıldırmadı. Şehir devletindeki en keskin nişancılardan biriydi. Kısa süre sonra, Demacia büyük soygunlar yapan gizemli bir kanun kaçağının yakalanması için Caitlyn'den yardım istedi. Her suç mahaline süslü bir 'C' harfi yazılı bir kart bırakan bu haydut, Caitlyn'in baş düşmanı haline geldi. Caitlyn hâlâ bu soyguncunun peşinde. Bu takip, güzel şerifi Valoran'ın her köşesine götürdü. Lig'e katılmasının ardındaki neden de yeteneklerini geliştirmek ve elinden kaçmayı başarmış tek suçluyu yakalayabilmek için gereken nufüzu elde etmek.
''Durma, kaç. Sana birkaç dakikalık avans vereceğim.''
-Caitlyn'in ''Gönüllü Tutukluluk'' kitabından.